HİKMET PINARINDAN - Ubeydullah-ı Ahrâr k.s.

Sayı 5

Ubeydullah-ı Ahrâr’ın torunu Hâce Muhammed Kasım’dan şöyle nakledilmiştir:

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri bir Perşembe günü öğleden sonra, aniden atının hazırlanmasını istedi. Atı hazırlanınca, atına binip Semerkand’dan süratle çıktı. Talebelerinden bir kısmı onunla gitti. Biraz yol aldıktan sonra talebelerine; “Siz burada durunuz” buyurdu. Sonra atını Abbas sahrası denilen bölgeye sürdü Mevlana Şeyh namıyla tanınmış bir talebesi bir müddet peşinden takip etti.

 Bu zat şöyle anlatmıştır:
Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri ile sahraya vardığımızda, atını sağa sola sürmeye başladı. Sonra birden bire gözden kayboldu.”
Eve dönüldüğünde Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine nereye ve niçin gittiğini soran talebelerine: “Türk sultanı Sultan Muhammed Han (Fatih Sultan Mehmet) kafirlerle harp ediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardım etmeye gittim. Allah’ın izniyle galip geldi. Zafer kazanıldı” dedi.

Bu hadiseyi nakleden Hâce Muhammed Kasım’a babası Hâce Abdülhadi şunları anlatmıştır:

Anadolu’ya gittiğimde, Sultan Muhammed Fatih Han oğlu Bâyezid Han bana babam Ubeydullah-ı Ahrâr’ın şeklini ve şemailini tarif etti. Sonra da bana, “O zatın beyaz bir atı var mıydı? dedi. Ben de Bâyezid Han’a tarif ettiği zatın babam olduğunu, sorduğu atının da babama ait olup bazen bindiğini söyledim. Bunun üzerine Sultan Bâyezid Han bana şöyle anlattı:

Babam Sultan Muhammed Fatih Han bana şöyle bir hadise anlattı: İstanbul’u fethetmek üzere savaştığım sırada savaş çok şiddetlendi, ben de Şeyh Ubeydullah-ı Ahrâr Semerkandi’nin yardımıma yetişmesini istedim” dedi. Şeklini ve ve şemalini tarif ettikten sonra şöyle vasıfta ve şu şekilde bir ata binmiş bir zat yanıma geldi ve bana “Korkma” dedi. Ben de “Nasıl endişelenmeyeyim düşman çok” dedim. Ben böyle söyleyince elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım büyük bir ordu gördüm. Bana “İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen filanca tepenin üzerine çık, üç defa kös vur ve orduna hücum emri ver” buyurdu.  Emirlerini aynen yerine getirdim. O da bana gösteridiği ordu ile hücuma geçti.  Düşman yenildi. Böylece İstanbul’un fethi gerçekleşti.

Kaynak: İslam Alimleri Ansiklopedisi
 


Vera Muhabbet Dergisi Logo