SUFİLERİN MAKAM AHLAK ve HALLERİ - Takva
Takva
TAKVA
Allah Teâlâ buyurmuştur ki: “Gerçekten Allah katında sizin en üstün ve şerefli olanınız, O’na karşı en takvalı olanınızdır.” (Hucurat suresi 49/13)
Ebu Said-i Hudri r.a. şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber s.a.v.’e bir adam gelerek “Ey Allah’ın peygamberi, bana bir tavsiyede bulun” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber s.a.v. şöyle buyurdular: “Takvadan ayrılma. Gerçekten takva, bütün hayırları içinde toplayan bir şeydir. Sana gereken bir vazife de cihaddır. Cihad müslümanın ruhbanlığıdır. Bir de Allah’ın zikrinden ayrılma, çünkü zikir senin için bir nurdur” (Ahmet, Müsned 3/82 – Taberani, es-Sagir 2/66)
Hz. Enes r.a. nakletmiştir ki: Hz. Peygamber s.a.v.’e “Muhammed’in âli(ailesi) kimdir?” diye sorunlunca, Resulullah s.a.v. “Bütün müttakilerdir” buyurdu. (Tabereni, es-Sagir 318)
Takvanın aslı, ilk olarak şirkten sakınmaktır. Ondan sonra günah ve kötü işlerden sakınmak gelir. Sonra şüpheli şeylerden sakınmak, ondan sonra da seni ilgilendirmeyen boş işleri terk etmek gelir.
Ebu Ali Dekkâk demiştir ki: Takvanın her kısmının da bir takım bölümleri vardır.
Ebu Ali Dekkâk “Allah’tan hakkıyla korkun”(Âli İmrân suresi 2/102) ayetinin tefsirinde şöyle demiştir. “Hakkıyla korkmanın manası, hiç isyan etmeden itaat etmek, hiç unutmadan zikretmek ve hiç nankörlük etmeden şükretmektir.”
Nasrâbâdi şöyle demiştir: Takva, kulun yüce Allah’tan gayri her şeyden sakınmasıdır.
Yine Nasrâbâdi şöyle demiştir: Kim takvaya yapışırsa, dünyadan ayrılmayı özler. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur; “Takva sahipleri için ahiret yurdu daha hayırlıdır, düşünmüyor musunuz?(Araf suresi 7/162)
Ebu Abdullah-ı Rûzbâri demiştir ki: Takva, seni Allah’tan uzaklaştıran şeylerden sakınmaktır.
Zünnun-i Mısri demiştir ki: Müttaki, zahirini dine ters olan şeylerle kirletmeyen, iç alemini de bütün mânevi hastalıklardan arındırıp devamlı Allah’a karşı uyum ve itaat içinde bulunan kimsedir.
İmam Kuşeyri kitabında yazmıştır ki: Bir kimsenin takva sahibi olduğunu şu üç şey gösterir: Eline geçmeyen şeylerde güzel tevekkül sahibi olması. Elde ettiği şeylerde güzel rıza göstermesi, Elinde kaçırdığı şeylere karşı da güzelce sabretmesi.
Ebu Hanife rahimehullah, alacağını almak için gittiği borçlusuna ait ağacın gölgesinde oturmamıştır. Sebebini soranlara “Bize kadar gelen hadiste şöyle buyurulmuştur: Sahibine menfaat getiren her borç faizdir.”(Suyuti, es-Sagir 6336)
Ebu Ümame r.a. yoluyla gelen bir hadiste Hz. Peygamber s.a.v. şöyle buyurmuştur: Kim yabancı bir kadının güzelliğini gördüğünde, ilk bakışta devam etmeyip gözünü çekerse, Allah kendisine, O anda tadını kalbinde bulacağı bir ibadet hali nasip eder.(Tirmizi, İbn Mâce)
İmam Kuşeyri kitabında yazdığına göre: Takvanın bir çok şekli vardır. Avamın(halkın) takvası, şirkten korunmaktır. Seçkin kulların takvası günahlardan korunmaktır. Velilerin takvası, amellerini vesile etmekten sakınmaktır. Peygamberlerin takvası, amelleri kendilerine ait görmekten sakınmaktır; zira onların takvası Allah’tan kaynaklanıp onları Allah’a götürür
Kaynaklar:
Kuşeyri Risalesi
Zeynülislam İmam Kuşeyri
(Abdülkerim bin Hevazin)