KALPLERİN KEŞFİ - Allah Korkusu 1

Allah’a karşı haşyet içerisinde olun ve her insan kıyamet günü için ne tür ameller işlediğine baksın...

1. Bölüm - Korku
Cenab-ı Hak c.c. şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve her nefis yarın için ne hazırlıdağına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr süresi 18)

Yani, Allah’a karşı haşyet içerisinde olun ve her insan kıyamet günü için ne tür ameller işlediğine baksın. Tasaddukta bulunun, Allah’a itaat üzere bulunun ve kulluğun gereği olan amelleri işleyin ki yarın kıyamet gününde onların sevaplarını karşınızda bulasınız. Cenab-ı Hak c.c. gerek hayır gerekse şer işlediğiniz bütün amellerden haberdardır. Hiç şüphesiz melekler, gök, yer, gece ve gündüz insanoğlunun işlediği hayır ve şerre, sevap ve günaha şahitlik edecektir. Hatta insanın bütün azaları bile kendi aleyhine şahitlikte bulunacaktır.

Yeryüzü mümin ve zahid için şahitlikte bulunarak şöyle diyecektir; “Bu kişi benim üzerimde namaz kıldı, oruç tuttu, hac yaptı ve cihad etti.” Bu güzel şahitlikten dolayı mümin ve zahid sevinç duyar. Aynı şekilde kafir ve günahkarların aleyhinde şahitlikte bulunur ve şöyle der; “Bu kişi benim üzerimde şirk koştu, zina yaptı, içki içti, haram yedi...” Merhametlilerin en merhametlisi bir kişiyi inceden inceye hesaba çekecek olursa vay o kişinin haline! Mümin kişi, bütün azaları ile Cenab-ı Hak’tan c.c. korkan kimsedir. Tıpkı büyük alim Ebu’lLeys’in söylediği gibi: Allah’tan korkmanın alameti yedi yerde tezahür eder:

Birincisi: Dilde tezahür eder ve Allah korkusu kişiyi yalandan, gıybetten, söz taşımaktan, iftiradan ve lüzumsuz sözlerden alıkoyar. Onu Allah’ın zikrine, Kur’an-ı Kerim tilavetine ve ilim öğrenmeye yöneltir.


İkincisi: Kalpte tezahür eder. Allah korkusu kalpten düşmanlığı, iftirayı, kardeşlerini çekememeyi çıkarır. Zira kıskançlık bir hadis-i şerifte belirtildiği gibi yapılan iyilikleri yok eder. “Tıpkı ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi hased de iyilikleri yer bitirir”(Ebu Davud,4903). Şunu iyi bil ki, hased kalpteki büyük hastalılardan biridir. Kalbin hastalıkları da ancak ilim ve amel ile tedavi edilebilir.

Üçüncüsü: Gözlerde tezahür eder. Haram olan yiyecek, içecek, giyecek ve diğer şeylere bakmaz. Dünyaya bakışı rağmet ve arzu gözüyle değil, ibret nazarıyla olur. Bakılması kendisi için helal olmayan şeylere asla bakmaz. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:
“Kim gözlerini haramla doldurursa kıyamette gününde Allah Teala onun gözünü ateş ile doldurur.”

Döndüncüsü: Midede tezahür eder. Karnına asla haram lokma girmez. Haram yemek büyük günahtır. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurur. “Ademoğlunun boğazına haram bir lokma girdiğinde, o lokma midesine kaldığı sürece yerdeki ve gökteki bütün melekler ona lanet eder! Eğer o hal üzere ölürse varacağı yer cehennem olur." 

Beşincisi: Ellerde tezahür eder. Allah korkusu taşıyan kişi ellerini harama uzatmaz. Ancak Allah’a taat ve sevap olana el uzatır. Ka’bu’l-Ahbar şöyle der: “Allah Teala yeşil zebercetten bir köşk yaratmıştır. Onun içinde yetmiş bin konak vardır, her konağın içinde yetmiş bin oda vardır. Ona ancak,  kendisine bir haram arz edilince sadece Allah korkusu sebebiyle onu terk edenler girebilir!”


Altıncısı: Ayaklarda tezahür eder. Allah Teala’nın yasakladıklarına ve günah olan şeylere adım atmaz. Sadece hayır yolunda, Allah’ın rızasına uygun olan yolda, alimlerle ve salihlerle sohbet etmek için yürür.

Yedincisi: Taatında tzahür eder. İbadet ve taatını sırf Allah’ın rızası için yapar. Riya ve nifaktan korkar ve sakınır. 

Eğer böyle yaparsa, Cenab-ı Hakk’ın şu ayetlerle tavsif ve taltif buyurduğu kimselerden olur;

“Ahiret ise, Rabb’inin katında muttakilere mahsustur.” (Zuhruf süresi, 35)

“Takva sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklardır.” (Hicr süresi, 45)

“Şüphesiz muttakiler cennetlerde ve nimet içindedirler” (Tur süresi, 17)

“Muttakiler ise, hakikaten güvenilir bir makamdadır.” (Duhan süresi, 51)

Cenab-ı Hak bu ayetlerle şu hususu vurgular; Onlar kıyamet gününde mutlaka cehennemden kurtulmuşlardır. Mümine yaraşan tavır ise korku ile ümit arasında olmaktır. Mümin, Allah Teala’nın rahmetinden ümtivar olmalı, rahmetten asla ümit kesmemesidir. Aynen şu ayet-i kerimede buyurulduğu gibi: “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!”(Zümer süresi, 53). Mümin, çirkin fiillerini terk ederek Allah’a ibadet eder ve onlardan dolayı tevbe ederek Allah’a yönelir.


Hikaye:

Davud a.s. mescidinde oturmuş. Zabur okuyor iken toprak üzerinde kırmızı bir kurtçuk görür. Kendi kendine şöyle der:
“Acaba bu kurtçuğu yaratmakla Allah Teala ne murad buyurmuş olabilir?” Cenab-ı Hak kurtçuğa izin verir, o da dile gelerek şöyle der: “Ey Allah’ın nebisi! Gündüzümü öğrenmek istersen, Allah Teala her gün bi defa “Subhenallahi ve’l-hamduli’llahi ve la ilahe illallahu vellahu ekber” (Allah Teala’yı her türlü eksiklikten tenzih ederim, her türlü hamd u sena Allah’a aittir, Allah’tan başka bir ilah yoktur ve en büyük olan Allah Teala’dır) dememi ilham etti. Gecemi öğrenmek istersen, her gecede de 1000 defa “Allahumme salli ala Muhammedini’in-Nebiyyi’l-Ümmiyyi ve ala alihi ve sahbihi ve sellim” (Allahım, ümmi peygamberin Muhammed’e, O’nun ailesine ve ashabına salat u selam eyle) dememi ilham etti. Acaba sen hangi şeyleri söylüyorsun? onları söylersen de biz de senden istifade etsek!). Bunun üzerine Davud a.s. kurdu küçümser tarzda söylediklerine pişman oldu. Allah’tan korktu, yaptığından tevbe ederek O’na tevvül etti.

Alla’ın Halili İbrahim a.s. hatalarını hatırladığı zaman kendinden geçer ve kalbindeki şiddetli çarpıntı duyulurdu. Bu hali üzerine Allah Teala c.c. ona Cibril aleyhisselamı gönderdi. İbrahim aleyhisselamın yanına gelerek şöyle söyledi:

Cebbar olan Allah c.c. sana selam ediyor ve “Sen hiç dostundan korkan bir dost gördün mü?” buyuruyor. Bunun üzerine ibrahim a.s. şöyle der:

Ey Cebrail, hatalarımı hatırlayıp bunların karşılığında başıma gelecekleri düşününce dostluğumu unutuyorum!

İşte peygamberlerim, salihlerin ve zahidlerin halleri böyledir. Bunlar üzerine iyi düşün ve ibret al!


Kaynak:

Mukaşefetü’l – Kulûb  / İmam Gazâli



Vera Muhabbet Dergisi Logo