GÖNÜLLERE HİTAB - Hizmetteki Aşk
Sayı 4
HİZMETTEKİ AŞK
İşte dedelerimiz böyle ölüm döşeğinde bile hizmeti düşünmüşler canlar. Çünkü onlar Allah’ın Resulünün aleyhissalatü vesselam takipçileriydiler. Onlar Ashab-ı Kiram’ın gerçek takipçileriydi. Onlar bu aşkı ve heyecanı yaşıyordu. Biz de bu aşk yok. Bizler bunu kaybettik. Rabbim tekrar kazandırsın. Mevla tekrar o dava aşkını, hizmet aşkını, ashabın o dava aşkını, o güzide aşkını bize de nasip etsin de, ömrümüz vefa etmeden dini islamın sancaktarlığını yapmak nasip olsun bizlere. Uhud harbinde çarpışan bir Mus’ab radıyallahu anh var. İlk öğretmen. Hayatını mutlaka okuyun. İbret dolu hayatı var. Uhud harbinde islam için kılıç sallayan mübarek sahabe efendimiz. Melekler bile bunun bu cihadtaki haline gıpta ile bakıyorlar. Öyle bir gıpta ile bakıyorlar ki… Mus’ab radıyallahu anh kılıç darbesi alıyor, yüz üstü yere düşüyor. Uhud harbinde vefat etti. Hemen bir melek Uhud harbinde onun suretine giriyor. Aynı surete giriyor. Biliyorsunuz meleklerde bu haslet vardır. Bir de kim de vardır? Şeytanda vardır. Şeytan da istediği kişinin, peygamberler hariç, bazı büyük evliyaullah hariç istediği insanın şekline de kılığına da girebilir. Melekler de girebilir. Cebrail aleyhisselam çoğu zaman nasıl insan kılığında geliyordu peygamber efendimize. Melekler istediği şekle girerler. Hemen bir melek Mus’ab radıyallahu anh’ın suretine bürünüyor ve savaşmaya devam ediyor onun suretinde. Tabi savaş sürüyor. Uhud harbi çok zaman aldı, gün boyu sürdü. Bize de nasip oldu oraları görmek. Aman Ya Rabbi bir vadi arası böyle, Hazreti Hamza orda yatıyor, kabri belli. Uhud şehitleri orada yatıyor. Zamanla bir sel gelmiş şehidlerin üstlerini açmış. Hepsinin kanayan yaraları dahi duruyor. Tarih de var, sabit bir olay. Allah Uhud harbinin şehitlerinin üstünü açıyor. Allah gösterecek, kıymetlerini gösterecek işte. Tekrar üstlerini kapatıyorlar, örtüyorlar, etrafını çeviriyorlar. İşte o savaş.
Akşam üstü oluyor. Resulullah sav. ona; “Ya Mus’ab!” diyor, sesleniyor. Çünkü Mus’ab savaşıyor, kılıç sallıyor. Hazreti Resulullah’a seslenen kim? Melek!. “Ya Resulullah ben Mus’ab değilim!” Allah Allah Sübhanallah!. Melek “Ya Resulullah ben Mus’ab değilim! O şehid oldu” deyince vaziyet anlaşılıyor. Biraz sonra Hazreti Resulullah ile bir gurup sahabi Mus’ab ra. yanına geliyor. Her iki kolu omuzundan kopmuş. Boynuna gelen bir kılıç darbesi de başı gövdesinden neredeyse ayıracak hale getirmiş. Sanki hazreti musabın yüzünü yerden saklar gibi naaşı boynu önüne eğilmiş şekilde iki kolu yok kafası da kopmak üzere düşünün böyle bir hali var, yerde yatıyor. Hazreti Resulullah başına geliyor, ağlıyor. Kim ağlamaz, bakın şimdi şurada koştuk, oynadık, eğlendik birimizin başına bir şey gelse oturup biz burada ağlarız en ufak bir şey de. O hali düşünün. Yerine melek gelmiş. Hayatını okuyun Resulullah’ın ona niye kıymet verdiğini anlarsınız. İlk muallim diye geçer. İl öğretmen diye geçer daha doğrusu. Hz Resulullah başında ağlar. Boynunun niye bükük kaldığına. Tabi boyun yara almış. Ashabına der ki: “Görüyormusunuz Mus’ab’ın yüzünü ey ashabım!. Niye boynu böyle büküktü? Niye kafası niye böyle önüne eğiktir? Biliyor musunuz? Allah ve Resulü en iyisini bilirler dediler. Resulullah: “Onun kolu koptu. O da dedi ki: Rabbimin huzuruna gidiyorum. Atık öleceğimi anladım. Kan kaybından vefat edeceğim. Artık rabbimin huzuruna gidiyorum. Halbuki şu anda Resulullah’ı korumam lazım savaşta.”
O esnada Resulullah’a kol kopmuş çünkü kılıç sallayamıyor artık, Hazreti Resulullah’ı koruyamıyor artık, koruyacak gücü yok, çünkü kollar kopmuş. Vefat edeceğini anlıyor. Resulullah sav.: “Resulullah’a biri saldırırsa ben onun yardımına koşamazsam Rabbimin huzuruna hangi yüzle varırım dedi” diyor. Allah Allah! Hazreti Resulullah’a ayan beyan her şey. “Ve yüzünü de Allah’dan utanırcasına saklamaya çalışırken ruhunu teslim etti” diyor. Düşünebiliyor musunuz? Hazreti Resulullah’a hizmetin noktasına bir bakın. Bizim Allah’ın Resulüne hizmette ki noktamıza gelin bir de siz bakın!.
Allah için söylüyorum. Allah için islam için eline diken batan el kaldırsın. Allah için islam için ayağına taş değen el kaldırsın. Birimiz çıkmayız ben de dahil ya. Allah için beni de dövdüler hocam. Hocam islam için Kur’an için beni de vurdular. Hocam islam için Kur’an için yüzüme tükürdüler. Hocam islam için Kur’an için beni işten attılar. Hocam islam için Kuran için şöyle şöyle ettiğim için beni evden çıkardılar. Bir kişi söylesin. Aman hocam olur mu? Evden çıkarılırız. Hocam namaz kılınır mı? Kaza yapıveririz. İşten çıkarılırız. Hocam sakal ile gezilir mi? Eğlenirler toplumdan çıkarılıveririz diye diye cehennemimizi hazırladık. Allah’ım! Gördünüz değil mi onların hallerini. Onların hallerini, Allah’a ve Resulü’ne hizmette ki noktalarını gördünüz mü? İşte canlar, kardeşler. İşte Ashabı kiram efendilerimiz, işte biz. İşte ecdadımız işte biz. Allah onların o halinden bize böyle okyanusta bir damla nasip etse ne mutlu bize. Hizmetin islamda ki yerini bilen, şu mekanlarda emeği geçenlerin kıymetini bilir. Böyle mekanların da kıymetini bilir. Ölür ama öldürmez. Yitirir her şeyini ama o davanın vesilelerini yitittirmez.
Hacı Yasin Aydemir
Aalst-Belçika sohbetinden