Mektûbat-ı Rabbânî 379. Mektup

379. Mektup: Tövbe, inabe, vera, takva ve buna münasip hususlar hakkındadır. Mektup; Hanlar hanı’na yazılmıştır.

379. Mektup: Tövbe, inabe, vera, takva ve buna münasip hususlar hakkındadır.

Mektup; Hanlar hanı’na yazılmıştır.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum.

Allah’a hamd olsun. Selâm, onun seçtiği kullarının üzerinedir.

Kıymetli ömrümüzü meşguliyetle, hatalarla, kusurlarla ve yanlışlıklarla harcadık. Onun için tövbe, inabe, vera ve takvadan konuşmak çok iyi olacaktır. Allah’ü Teâlâ buyuruyor ki;

            Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin ki, dünya ve ahiret saadetine kavuşasınız. (Nur suresi; 31)

Ey iman edenler! Allah’a öyle tövbe edin ki, tam bir pişmanlıkla halis bir tövbe olsun. Ki Rabbiniz, kötülüklerinizi örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün Allah, peygamberini ve onunla beraber iman edenleri utandırmayacaktır. Sırat üzerinde nurları önlerinde ve sağlarında koşup parlayacak, şöyle diyeceklerdir;

Ey Rabbimiz! Bizim nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Muhakkak ki sen, her şeye kadirsin. (Tahrim süresi; 8)

Gizli ve aşikar olan günahı bırakın. Çünkü günah kazananlar, kıyamette kazandıklarının cezasını muhakkak çekecektir. (En’am süresi; 120)

Günahtan tövbe etme, her şahıs hakkında vaciptir ve farz-ı ayndır. Beşerin hiç birinin tövbeden ihtiyaçsız olduğu düşünülemez. Nasıl olsun ki? Peygamberler (a.s.) dahi kendilerini tövbeden ihtiyaçsız görmemişlerdir. Onların efendisi ve sonuncusu olan peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki;

Kalbime bir ağırlık geliyor. Şüphesiz ben, Allah’a bir gün ve gecede yetmiş defa istiğfar ediyorum.

Eğer yapılan isyan, yüce Allah’ın hakkıyla alakalı olan ama, kulların haklarıyla alakası olmayan zulümlerden ise… zina, içki içmek, şarkı türkü dinlemek, mahremi olmayana bakmak, abdestsiz olarak Mushaf’ı tutmak ve bidatlere inanma gibi… onlardan tövbe etmek, istiğfar, pişmanlık, hasretlik ve yüce Allah’tan özür dilemekle olur.

Eğer farzlardan bir farz terk edilmiş ise, onun tövbesi, o farzı yerine getirmekle olur. Eğer isyanlar kullara zulümle alâkalı ise, onun tövbesi onlardan zulmü kaldırıp, onlarla helâlleşme, onlara iyilik yapma ve onlara duâ etmekle olur.

Eğer mal ve madde sahibi ölmüş ise, istiğfar etmek ve iyilikte bulunmak, malı da evlatlarına ve mirasçılarına vermek lazımdır. Eğer onların mirasçıları bilinmiyorsa, alınan mal ve işlenen cinayet-hata-kadar fakirlere ve miskinlere sadaka dağıtır. Mal sahibinin, haksız yere kendilerine eziyet edilen kişinin niyetine…

Hz. Ali (k.v.) dedi ki;

-Hz. Ebu Bekir’den (r.a.) duydum. Ki o doğru biridir. Resûlullah (s.a.v.) buyurmuş ki;

Her hangi bir kul bir günah işler, sonra kalkar abdest alır, namaz kılar ve günahından dolayı Allah’a istiğfar ederse, onu affetmek Allah’ın üstüne hak olur. Zira yüce Allah buyuruyor ki;

Kim bir fenalık yapar, yahut nefsine zulmeder de Allah’dan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur. (Nisa süresi; 110)

Peygamber (s.a.v.) başka bir hadisinde buyuruyor ki;

Her kim bir günah işler de sonra ondan pişman olursa, pişmanlık o günaha kefaret olur.

Başka bir haberde buyuruluyor ki;

Bir kişi; senden istiğfar diliyorum ve sana tövbe ediyorum der de, sonra tekrar o günaha dönüp, sonra da aynısını söylerse, sonra da bu tövbesinde üç kere geriye dönerse, dördüncü kez o günah, büyük günahlardan yazılır.

Peygamber (s.a.v.) bir hadisesinde  buyuruyor ki;

Sonra yaparım, diyenler helâk oldu. Onlar, sonra tövbe ederiz derler.

Hikmet ehli Lokman, oğluna şu vasiyeti yaptı;

--- Ey oğulcağızım! Tövbeyi yarına geciktirme. Zira ölüm, sana ansızın gelecektir.

Mücahid dedi ki;

--- Her kim tövbe etmeden sabahlar veya akşamlarsa, o kişi zalimlerdendir.

Abdullah ibn. Mübarek (r.a.) dedi ki;

--- Haramdan gelen bir kuruşu reddetmek, yüz kuruş sadaka vermekten daha üstündür.

Denildi ki;

--- Bir gram altını yerine vermek, Allah indinde kabul olunmuş altı yüz hacdan daha faziletlidir.

Ey Rabbimiz! Kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, muhakkak ziyan edenlerden oluruz. (A’raf süresi; 23)

Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki;

Allah (c.c.) buyuruyor ki; Kulum sana farz kıldıklarımı yerine getir, insanların en fazla ibadet edeni olursun. Yasaklarımdan kaçın ki, insanların en vera’lısı olasın. Sana verdiğim rızka kanaat etki; insanların en zengini olasın.

Peygamber (s.a.v.), Ebu Hüreyre’ye (r.a.) buyurdu ki;

Vera sahibi ol, insanların en fazla ibadet edeni olursun.

Hasan Basri (r.a.) dedi ki;

--- Yarın Allah’ın yanından olanlar, vera ve zühd sahibi olanlar olacaktır.

Allah’ü Teâlâ Musa (a.s.)’a vahyetti ki;

--- Bana yaklaşanlardan, vera ile yaklaşan gibi hiçbir kişi yaklaşmamıştır.

Bazı âlimler dediler ki;

--- Allah’a yemin olsun ki; şu on şeyi kendine farz gibi görmeyenler, bütünüyle vera ehli olmazlar;

Dili gıybetten korumak,

Maskaralıktan sakınmak,

Kötü zandan sakınmak,

Gözü haramlara bakmaktan kapamak,

Doğru sözlülük,

Allah’ın iyiliklerini tanıması, ki nefsi ile ucuba kapılmasın,

Malını hak yolda harcaması, batıl yolda harcamaması,

Nefsinde üstünlük ve büyüklük beklememek,

Namazları muhafaza etmek,

Ehl-i sünnet vel-cemaat üzerinde dosdoğru bulunmak.

Rabbimiz! Bizim nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Muhakkak ki sen, her şeye kadirsin. (Tahrim süresi; 8)

Ey kıymetli, şefkatli ve kerim evlât,

Tüm günahlardan tövbe etmek eğer müyesser olursa, tüm haram ve şüpheli şeylerden yana takva ve vera gerçekleşirse, bu büyük nimettir ve üstün bir devlettir. Yoksa bazı günahlardan tövbe etmek, bazı haram şeylere karşı vera’lı olmak, yine de ganimettir. Bazılarının bu bereketi ve nuru, umulur ki kalan diğer bazılarına da sirayet eder de, kalan diğer isyanlardan dolayı tövbe ve vera’ya muvaffak olmak müyesser olur.

Hepsine ulaşılmayanın tümü terk edilemez.

Allah’ım! Bizi rızanı elde etmeye muvaffak eyle. Peygamberlerin efendisinin hürmetine, sana itaat etmekle ve dinin üzerinde bizleri sabit kıl.

Onun, diğer peygamberlerin ve tüm yakınlarının üzerine en üstün duâlar ve en mükemmel selamlar…


Vera Muhabbet Dergisi Logo