SÜNNET-İ SENİYYE - Borç ve ödeme usulleri

SÜNNET-İ SENİYYE - Borç ve ödeme usulleri

Kişinin ölüme hazırlıklı olması gerekir. İmkan bulduğunda borçlarını ödemiş olması, ödeyememiş olduğu borçları ödeyebilmek için gayret sarf etmesi gerekir. Ödeyemeyeceği borçları için mal bırakmaya önem vermesi sünnete uygun olandır. Peygamber Efendimiz s.a.v “Allah’ın yasakladığıbüyük günahlardan sonra Allah katında kulun karşısına çıkacak en büyük günah, kişinin borçlu ve borcunu karşılayacak mal bırakmadan ölmesidir.” Buyurdu. Şehit dahi olsa borçlarını ödemeye gayret etmesi veya varislerinin ödemesi gerekir.şehit olmak kul haklarını düşürmez. 

Borç alırken ilk fırsatta ödeme niyeti taşıması gerekir. Ödemeye aldırmadan borç almaktan uzak durmak lazımdır. Peygamberimiz s.a.v “herhangi bir kimse ödememek niyetiyle borç alırsa Allah’a hırsız olarak kavuşur.” Buyurmuştur. Kim ödemek niyetiyle insanlardan mal alırsa Allah onun namına öder (ödemesini kolaylaştırır) buna inanarak borcu ödemeye çalışmalıdır. 

Borcunu ödeme imkanı olanın geciktirmemeye gayret etmesi, borcu geciktirmenin kul hakkı olduğuna inanması, alacaklı olanın alacağı zengin birine havale edildiğinde kabul etmesi sünnetle sabittir. Muhtaç olanlara borç vermek sünnettir. Devletin muhtaçlara faizsiz borç vermek üzere karz-ı hasen müessesi kurması gerekir. Bir topluluğun bunu yapması da büyük sevap ve sünnettir.

Borçluyu sıkboğaz etmemek, darda olana süre tanımak, veremeyenin borcunu silmek sünnettir, bunların büyük bir amel olduğuna ve günahların bağışlanmasına sebep olacağına inanmak gerekir.

Bir adamın borç dağıtma dışında hiçbir iyiliği yoktu. Tahsildarına: “Durumu iyi olanlardan al. Olmayanları geçiver ki; Allah da bizim günahlarımızı bağışlasın” derdi. Öldüğünde Allah Teala ona: “Hiç iyi amelin var mıdır?” diye sordu. O da: “Hayır, fakat insanlara borç verirdim. Ödeme vakti geldiğinde tahsil için gönderdiğim tahsildarıma da şöyle derdim: “durumu iyi olanlardan tahsil et, olmayanları bırak, onları geçiver ki; Allah da bizim günahlarımızı bağışlasın” dedi. Allah Teala: “Ben de seni geçip günahlarını bağışladım” buyurdular.” (Buhâri: 2078)

Peygamberimiz s.a.v: “Kim zor durumdaki borçlusuna süre tanıyarak veya borcunu silerek onu gözetirse Allah T’ala'nın sağlayacağı gölge dışında hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teala onu arşın gölgesinde gölgelendirir.” (Tirmizi:1306)

Borçlunun darda olup olmadığını kontrol edildiğinde borçlunun yemin etmesi sünnette vardır. Borçlunun kaçmayıp alacaklısına durumu doğru olarak anlatması gerekir. Borcu en iyi şekilde ödemek sünnettir. Alacaklısının zaman kaybından doğan zararını gözetmesi sünnete uygun olanıdır. Borç alan kişi, borcunu zamanında ödediğinde alacaklısına teşekkür etmesi sünnettir. Alacaklı alcağını istediğinde yine ona teşekkür etmesi sünnettir. Alacaklıya Allah Teala malına bereket versin demesi ve borcunu ödeyebildiği için Allah Teala’ya hamdetmek sünnettir. 

Ölü defnedilmeden önce borçlarının ödenmesi, ödeyemeyen varisleri cenaze günlerinde sıkıştırmamak, kimsesi olmadan ölen kişinin borcunu ödemek, ödeyecek imkanı olmayan varisler adına ölünün borcunu ödemek sünnete uygun olandır. 

Bir Müslümana darlık anında borç vermek sadakadır. İkinci kez vermek verdiği miktarınca sadaka vermiş gibidir. Muhtaç olana borç vermek, bazı durumlarda sadaka vermekten üstün bir sünnettir. 

Peygamber Efendimiz s.a.v  buyurdular ki: “Cennete giren bir adam kapısının üzerinde şu yazıyı gördü: ‘Sadaka on misliyle, borç vermek ise onsekiz misliyle karşılanır.’ (Teberani, Mu’cemu’l-Kebîr: 8/249 hadis no: 7976)

Kişinin üzerinde borç bulunmadan yaşamaya çalışması sünnettir. Darda olan borçlusunu affetmenin veya ertelemenin duanın kabul olmasına müessir olduğuna inanmak gerekir.  Peygamber Efendimiz s.a.v buyurdular ki: Duasının kabul edilmesini ve sıkıntısının giderilmesini isteyen kişi, darda kalan borçlunun sıkıntısını gidersin.

Kaynak: 4000 Maddede Cem Edilen Sünnet, Müstehab Ve Edepler
 


Vera Muhabbet Dergisi Logo