PEYGAMBERLERİN HAYATINDAN - Hızır aleyhisselam

Hızır aleyhisselam

HIZIR ALEYHİSSELAM

İbrahim aleyhisselamdan sonra yaşamış peygamberdir. Zülkarneyn aleyhisselamın, askerinin kumandanı ve teyzesinin oğludur. Musa aleyhisselam ile görüşüp yolculuk etti. Muhammed aleyhisselamın ümmetinden değildir. Fakat vefatından sonra ruhu insan şeklinde gözüküp insanlara yardım etmektedir.

Hızır aleyhisselamın ismi ve soyu hakkında değişik rivayetler vardır. Hazin tefsirinde isminin “Belka” künyesinin de Ebü’l-Abbas olduğu kayıtlıdır. Lübab tefsirinde Peygamber Efendimiz s.a.v.; “Musa’nın bulduğu Hızır olup, ismi Belkâ bin Melkân’dır” buyurduğu nakledilmiştir.

    Hızır ismiyle meşhur olmasının sebebinin kuru bir yere oturup kalktığın da bu yerin yemyeşil olması nedeniyledir. Sahihi Buharide bildirilen hadis-i şerifte: “Hızır otsuz kuru bir yerde oturduğunda, o yer birdenbire yemyeşil olur, peşi sıra dalgalanırdı” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz s.a.v. den Ebu Hureyre ra. rivayet ettiği hadis-i şerifte: ”O, her nerede namaz kılsa, orası baştan başa yeşillik olur” buyurmuştur. Yani Hızır lafsı kendisinin lakabıdır.

Hızır aleyhisselam güzel ahlak sahibi, cömert ve insanlara karşı çok şefkatli idi. Allah’ın izni ile kimya ilmini bilir ayrıca ledünni ilmine sahip idi. Allahu Teâlâ’nın emri ile ihtiyaç sahiplerinin işini görüp ihtiyaçlarını gidermek ile memur idi.

Hızır aleyhisselam Allahu Teâlâ’nın sevgili kullarından idi. Doğdu, büyüdü ve vefat etti. Ölmüş olmasına rağmen Allahu Teâlâ, onun ruhuna insan şeklinde görünmek ve kıyamete kadar yardım isteyen Müslümanların imdadına yetişmek, yardım etmek, konuşmak, ilim öğrenmek ve öğretmek gibi özelliklerini verdi. Hızır aleyhisselam da yaşayan insanlarda görülen haller olduğundan yaşıyor zannedilmektedir.

İmam-ı Rabbani hazretleri bir mektubunda Hızır aleyhisselam hakkında şunları yazmıştır: Allahu Teâlâ’ya hamd olsun! O’nun seçtiği kullarına selam olsun! Çok zamandan beri sevdiklerimiz, Hızır aleyhisselam için soruyorlar. Onun için bu fakire lazım olan bilgi verilmediğinden, cevap yazmıyordum. Bu gün, sabah vakti toplanmıştık. İlyas aleyhisselam ile Hızır alâ nebiyyina ve aleyhimüsselevatü vetteslimat ruhani şekillerde girdiler. Hızır aleyhisselam ruhani olarak dedi ki: “Biz ruhlar alemindeniz. Allahu Teâlâ ruhlarımıza öyle kuvvet vermiştir ki, insan şeklini alırız. İnsanların yaptığı işleri bizim ruhlarımız yapar. İnsanların yaptığı gibi yürürüz, dururuz, ibadet ederiz…” Bu iki büyükten yardım ve dua istemeyi düşündüm. “Allahu Teâlâ’nın lütfuna, ihsanına, nimetlerine kavuşan bir kimseye biz ne yapabiliriz?” dedi. sanki kendilerini aradan çektiler. İlyas alâ nebiyyina ve aleyhisselatü vesselam bu konuşmaya hiç katılmadı. Bir şey söylemedi vesselam.

Muhammed Ma’sum Faruki hazretleri de Mektubat-ı Masumiyye de bir zatın sorusuna cevap olarak şöyle yazmıştır: Hızır aleyhisselamın hayatta olup olmadığına inanmak lazım mıdır diye soruyorsunuz. Alimlerimiz sözbirliği ile bildirmedi. Evliyadan bazıları Hızır aleyhisselamı gördüklerini, konuştuklarını bildirmişler ise de, bunlar hayatta olduğunu göstermez. Ruhu insan şeklinde görülmüş, insanın yapacağı şeyleri ruhu ile yapmış olabilir. O zaman hayatta olmuş ise şimdi de hayatta olması lazım gelmez.

El İsabe-fi-marifet-is-sahabe kitabında Hızır aleyhisselamın yaptığı çok şeyler yazılıdır. Alimlerin çoğu Hızır aleyhisselamın öldüğünü bildirdi. Eğer hayatta olsaydı Peygamber Efendimiz s.a.v.’e gelir, birlikte cuma namazı kılar, sohbetinde ve cihadında bulunurdu.

Vefat etmiş velilerin ruhları, bazen alemi misaldeki suretleri ile (insan şeklinde) görülür. Çünkü dünyada olan her şeyin alemi misalde bir sureti vardır. Hatta maddi olmayan manevi şeylerin de orada suretleri vardır. Alemi misal hayali şeyler değildir. Bu gördüğümüz madde alemi gibi var olan bir alemdir. Evliyanın ruhları bazen kendi bedenleri şeklinde görünür. Bazen de bedensiz, şekilsiz olarak ruhları insanın ruhu ile buluşur, görüşür.

Kaynak:

Peygamberler Tarihi Ansiklopedisi                      



Vera Muhabbet Dergisi Logo