GÖNÜLLERE HİTAB - Peygamberler veya veliler tövbeyi kabul eden makamlar değildir!

Sayı 2

Peygamberler veya veliler tövbeyi kabul eden makamlar değildir!

 

Size şu olayı  anlatayım.  Hazreti Resûlullah s.a.v. zamanında, bir genç geliyor.  Bu genç Hazreti Resûlullah’ın kapısında ağlarken Hazreti Ömer radıyallahu anh rast geliyor. Ama öyle bir ağlıyor ki... 


Hazreti Ömer: Genç niye ağlıyorsun.
Genç: Resûllullah s.a.v. ile görüşmek istiyorum.
Hazreti Ömer: E gir! 
Genç: Giremem. 
Hazreti Ömer: Niye giremezsin?
Genç: E giremem. 
Hazreti Ömer: Ama görüşmek istiyorsun. Girmeden de görüşemezsin. 
Genç: Ya ne biliyim. 


Ama öyle bir ağlıyor ki... Tabi Hazreti Ömer huzuru Resûlullah’a giriyor o zaman. “Ya Resulallah kapıda bir genç var. Ama nasıl ağlıyor. Gir dedim giremiyor da.” diyor. Resûlullah s.a.v. “Al gel onu bana” diyor. Alıp geliyor genci huzuru Resûlullah’a. Tabi genç çekingen. Bakıyor Hazreti Peygamber, anlıyor konuşamadığını. “Ömer bizi yalnız bırak” diyor. Hz. Ömer çıkıyor. Evet diyor ne istiyorsun? Ya Resûlullah... tabi ağlıyor genç. 

 

Genç: Ben bir günah işledim. 
Resûlullah s.a.v. : Ne işledin? 
Genç: Diyemem. 
Resûlullah s.a.v.: Ama söyle tövbe et. Allah tövbeleri kabul edendir.
Genç: Ya Resûlullah öyle büyük bir günah işledim ki, Allah benim tövbemi kabul etmez. 


Hazreti Resûlullah bunları duydukça daha bir şey oluyor. Allah’ın mağfiretinin, rahmetinin genişliğinden bahsediyor gence. “Allah herşeyi bağışlar. Allah her şeyi bağışlar. Rahmeti çok bir padişah. Beraber istiğfar edelim” diyor. Ne demek ya Sübhanallah! Genç artık tatmin oluyor huzuru Resullullah’ta. Diyor ki: 

 

“Ben mezar kazıcıyım Ya Resûlullah. Hani mezarın kefenini çalanlardan.” Düşünün yani o kadar yokluk var.  O bezi satacak, yani kefeni, bununla para kazanacak. Böyle bir meslek varmış zamanında. Resûlullah s.a.v. “Bu kadar mı?” diyor. Genç: “Yok Ya Resûlullah! Dün bir genç bayan defn edildi(gömüldü). Bende onun kefenini çalmak için mezarını kazdım ve nefsime yenik düştüm. Onu da ifal ettim diyor.” Ama Bunu dinlerken Hazreti Resûlullah şöyle yaparmış, kafayı sallarmış sağa sola. O kadar sinirlenmiş ki bu amele, o kadar  sinirlenmiş! “Vallahi cehennemi ne kadar da çok hak ediyorsun!” demiş, genç bunları anlatırken. Bunu da duyan genç iyice yıkılmış orada Hazreti Resûlullah’ın bu halini ve cümlesini duyan genç iyice yıkılmış orada. Hazreti Resûlullah, hikayesi biten gence “Çık dışarı!” diyor. Evet “Çık dışarı!” diyor! 

 

Genç ümitsiz bir şekilde dışarı çıkıyor. Kendini orada bir dağa kapatıyor. Artık Hazreti Resûlullah aleyhissletü vesselam da böyle dediğine göre, Mevlâ beni affetmez diyor. Ama durmadan tövbe ile meşgul oluyor. Olsun diyor yine de ölüm gelsin beni tövbe üzere bulsun diyor. Çok pişman oluyor. Ben bir daha da zaten Medine’ye dönemem diyor. Yaklaşık 1 ay 40 gün geçiyor. Diyor ki genç dayanamıyor artık. “Ya rabbi dayanamıyorum artık!” diyor duâ ediyor genç ... “Eğer benim tövbemi kabul etmediysen, benim  tövbemi kabul etmediysen Ya Râb! Bir ateş gönder, beni şu dünyada yak!” diyor. Yani benim tövbemi kabul eylemediysen beni şurda yak Ya Râbbi diyor. “Ama tövbemi de kabul eylediysen Ya Râb! Habibine haber gönder de yüzüne, yanına çıkabileyim!” diyor. 

 

Tabi Cebrail aleyhisselam geliyor Hazreti Peygambere. Ya Resûlullah! Allah’ın sana selamı var. Hani bir genç vardı buraya geldi. Tövbe etmek istedi de sen böyle böyle yapmış idin. “Evet” diyor Hazreti Resûlullah. Cebrail aleyhisselam yine soruyor, “Biliyormusun o nerede?” Resûlullah s.a.v. “Bilmiyorum ya Cebrail?” diyor. Cebrail aleyhisselam: 
“Şu dağda. O gün bu gündür gözyaşı döküyor tövbe ediyor ve biliyormusun sen ona, “Vallahi cehennemi ne kadar da çok hakediyorsun!” demiştin. Allahü Zülcelal Hazretleri diyor ki, Habibime haber ver ben o genci affettim. O da affetsin.”

 

 Hemen çağırıyor sahabesini gelin buraya şu dağa çıkın. Bir genç var, alın gelin buraya diyor. Gidiyorlar sahabe efendilerimiz.  O gencin ismi aklımda yok, ama islam tarihinde var. Alıp geliyorlar. Kapıda karşılıyor Peygamber s.a.v. Efendimiz. Kapıda karşılıyor, sarılıyor, ağlıyor. “Sen ne güzel bir gençsin. Senin tövben ne kadar güzel” diyor. “Senin tövben ne kadar güzel” diyor. İşte konu şu! Tövbe etmekteki makam, bir mürşid değildir! Bir  peygamber değildir! Allah Teâlâ’dır! Ancak bunlar bir dayanışma vesilesidir, yardımlaşma vesilesidir elhamdulillah. Biz de bunu böyle biliyoruz!.. 


Hacı Yasin Aydemir
 


Vera Muhabbet Dergisi Logo