MÜZEKKİN-NÜFUS SOHBETİ - Nefsin Mertebeleri

Ademoğullarının nefsi 4 kısımdır. Birinci kısım EMMARE ‘lik üzeredir. İkinci kısım LEVVAME ‘lik üzeredir. Üçüncü kısım...

Ademoğullarının nefsi 4 kısımdır.
Birinci kısım EMMARE ‘lik üzeredir.
İkinci kısım LEVVAME ‘lik üzeredir.
Üçüncü kısım MÜLHEME ‘lik üzeredir.
Dördüncü kısım MUTMAİNNE ‘lik üzeredir. Hak teala hazretlerinin (Allah c.c.) huzur-u izzetine çağrılan MUTMAİNNE nefistir.

Amma, Hak teala hazretleri, lütuf ve keremiyle mürşid-i kamillere o kadar ilim ve o kadar kudret vermiştir ki, nefs-i emmareyi terbiye ederek, emmarelikten levvameliğe, mülhemeliğe ve mutmainneliğe döndürürler. İRCİ’IY hitabına kabiliyet kazandırırlar. Allahu teala hazretlerine gerçek kul ve Resul hazretlerine ümmet ederler. Huzur-u ilahiden reddolunmaktan ve kovulmaktan kurtarırlar.

Şu halde, önce sana emmare nefis nice olur, levvame nefis nice olur, mülheme nefis nice olur, mutmainne nefis nice olur, huzur-u izzete çağırılmak nice olur, bunları anlatayım; mertebelerini ve sıfatlarını bir bir deyivereyim ve kendi nefsini de sana bildireyim. Fakat, sen de gaflet pamuğunu çıkar ve kulağını biraz benden yana tut ki, söyleyeceklerimi iyice duyup anlayabilesin.

Nefs-i emmare sahipleri, üç bölük taifedir:
Biri FASIK’lardır.
Biri MÜNAFIK’lardır.
Biri KAFİR’lerdir.

 

Ben, nefsimi temize çıkarmıyorum. Zira, nefis gerçekten kötülüğü şiddetle emredicidir.
(Yusuf süresi 53)


Yani demek olur ki nefsi emmareden beri olun. Çünkü nefsi emmare sizi benden azdırıcıdır. Böyle olduğuna göre, Allah’tan azan ve asi olan, itikadına göre ya kafir olur, ya münafık olur veya fasık olur. Kafir nicedir, münafık nicedir, fasık nicedir diyeyim de var sende kendini şeyhe ulaştır, nefsini terbiye ederek emmarelikten kurtar ve mutmainneliğe kavuştur. Zira, bu nefis dedikleri bir süt emer oğlana benzer. Bırakırsın anasının memesini emer, fakat emedurduğu sütten keserek güzel yiyeceklere alıştırırsan, onu da öğrenir ve karar tutar. Öyle ise, şunlar ki nefsi emmare zulmetinden günah felaketine muptela olmuşlardır, lakin gönülleri imanı ve islamı kabul eylemiştir. Yani, Allah’ın birliğine, ezeli ve ebedi olduğuna, Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin gerçekliğine, haşre ve neşre, kitaplara, meleklere, peygamberlere, Hak tealanın buyurduklarının hak olduğuna, Resul aleyhisselamın buyruduklarının da hak ve gerçek olduğuna inanmış ve itikat etmişlerdir. Ne var ki, nefisleri emmarelikten kurtulamamıştır. İşle böyle olan kişilerin adları, nefsi emmarenin sıfatları ile sıfatlandıklarından ötürü FASIK’lardır.

Nefsi emmarenin sıfatları nedir dersen, onuda aşağıda söyleyeceğim, duyar öğrenirsin. Şimdi, bu dediğim taife ki fasıklardır, eğer tövbe ederek emmareye uymaktan vazgeçerlerse, Allahu teala onları kabul eyler ve günahlarını yüzlerine vurarak azap etmez. Zira, tövbelerinden dolayı o günahı işlememiş gibi olurlar. Nitekim, Resul-u ekrem sallahu aleyhi ve sellem efendimiz:
“Günahına tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir.” Buyurmuşlardır. 

Eğer fasıklar tövbesiz olarak ve fakat imanla ölürlerse, günahlarının cezasını görürler ve cehenneme girerler. Hak tealanın dilediği kadar yandıktan sonra, nihayet cehennemden çıkarılır ve cennete gönderilirler.

La ilahe illallah” demelerinin nuru ve:

Muhammedün Resulullah” demelerinin şefaati onları cehenneme ebedi koymaz, çıkarır.

Resul aleyhisselamın:

“Kalbinde zerre miktar iman bulunan, ateşten çıkarılır.” buyurmaları bunlara işarettir.

Yine, Fahr-i alem sallallahu aleyhi vesellem efendimiz buyururlar ki:

Bir kavim vardır ki, cehennemde kara kömür gibi yanar ve alazlanır. Onları alır ve hayat nehri adındaki ırmakta yıkarlar, derileri yeniden biter, yüzleri ayın öndördü gibi olur:

Allahu teala, bunları ateşten azad eyledi!” denilir.

Kaynak: MÜZEKKIN NÜFUS - Eşrefoğlu Rumi


Vera Muhabbet Dergisi Logo