VELİLERDEN DERSLER - Hâcegî Emkenegî hazretleri talebelerine yapmış oldukları nasihatlerde buyurdu ki;

Yalan, bütün kötülüklerin kaynağıdır. Yalanın akıbeti kötü, sonucu çirkindir.

VELİLERDEN DERSLER

Hâcegî Emkenegî hazretleri talebelerine yapmış oldukları nasihatlerde buyurdu ki;

  

     Yalan, bütün kötülüklerin kaynağıdır. Yalanın akıbeti kötü, sonucu çirkindir. Çünkü yalan; Koğuculuğu, koğuculukta nefreti, nefrette düşmanlığı meydana getirir. Doğruluk, bir şeyi olduğu gibi haber vermektir. Yalancılık ise, bir şeyi gerçeğe aykırı olarak bildirmektir. Doğruluğun ve yalancılığın sebepleri vardır. Doğruluğun sebepleri şunlardır:

     İlki; akıl olup, akıl yalanın çirkinliğini bilir.  Yalanın hiçbir faydasının olmadığını bilir. Akıl insanı güzel şeyleri yapmaya sevk eder. Kötülüklerden uzaklaştırır.

     İkincisi; doğru olmayı yalancılıktan sakınmayı emreden dindir. Çünkü din, aklın mahzurlu gördüğü şeye ruhsat vermez.

     Üçüncüsü; mürüvvettir. Mürüvvet yalancılığı yasaklamakta, doğru olmaya sevk etmektedir.

     Yalancılığın sebepleri ise şunlardır:

     1 – Menfaat sağlamak ve zarar önlemek düşüncesidir.

     2 – Yalancının, sözlerinin dinleyiciler tarafından tatlı ve güzel bulunma düşüncesidir.  

Kulun insanlardan utanması, insanlara eza ve açıktan açığa fenalık etmemesidir. Kişinin kendi nefsinden utanması ise, iffetli olması ve yalnızken bile günahlardan sakınmasıdır.

     İslâm âlimleri, “senin kendi nefsinden utanman, başkasından utanmandan fazla olmalıdır” buyurmuşlardır.

     İnsanın hayası bu üç yönden tam olunca hayır sahibi olur, kötü işlerden kendini muhafaza eder. Yumuşak huy, ahlakın en şereflisi ve akıl sahibi insanlara en yakışır şiardır. Zira yumuşak huyda namus ve haysiyetin selameti, bedenin rahatı ve övülmeye layık hareketleri vardır.

     Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şerifte; “Allahü teâlâ, halim ve utangaç kimseyi sever. Çirkin sözlü öfkeli kimseyi de sevmez” buyurmuştur. Yumuşak huy, öfke anında nefsine hakim olmaktır. Bunun bir takım sebepleri vardır. Bunlar şunlardır:

   

     İlki; cahillere merhamettir. Bu, kalpteki yumuşaklıktan dolayı olur.

  

     İkincisi; öfkelenen kimsenin karşısındakine galip geleceğine güvenmesidir. Bu sayede hasıl olan kalp genişliği, öfkesini yatıştırır ve yumuşamasını sağlar.

     Üçüncüsü; öfkelenen kimsenin karşısındakinin şeref ve haysiyetine sövmeyi uygun görmeyerek vakarlı davranmasıdır.

     Dördüncüsü; kötülük eden kimseyi hakir görerek onunla uğraşmamaktır.

     Beşincisi; kötülük edeni cezalandırmaktan utanmaktır.

     Altıncısı; kendisinin aleyhinde konuşanları affetmektir.

     Yedincisi; kendisini kötüleyene hiç cevap vermeden sukut etmektir. Bu sebeplerin bazısı diğerinden üstündür. Öfke, yumuşak huyun zıddıdır. Öfkenin sebebi, bir kişi hakkında kendinden aşağı olan bir kişi tarafından, hoşlanmadığı bir sözün söylenmesidir. Bir kul öfkelendiği zaman şunları yaparsa öfkesi geçer:

     İlki, öfkelendiği zaman Allahü Teâlâyı zikretmektir. Bu zikir, ona Allah korkusunu hatırlatır.

     İkincisi, öfkelenen kimsenin içinde bulunduğu hâli değiştirmesidir. Yani ayakta ise oturması, oturuyorsa da yatmasıdır.

     Üçüncüsü, öfkelenen kimsenin insanlar arasında kazandığı sevginin, kendisine karşı nefrete dönüşmesinden kaçınmasıdır.

 



Vera Muhabbet Dergisi Logo