MÜZEKKİN-NÜFUS SOHBETİ - Mârifetullah (Allah'ı bilmek)
Mârifetullah üç mertebe üzeredir. Biri “Mârifet-i Âm”dır. Biri “Mârifet-i Has”dır.
MÜZEKKKİN-NÜFUS SOHBETİ
Mârifetullah (Allah’ı bilmek)
Mârifetullah üç mertebe üzeredir. Biri “Mârifet-i Âm”dır. Biri “Mârifet-i Has”dır. Birisi de “Mârifet-i Hassül Has”tır. Buna “Mârifet-i Hakiki” de derler.
İman da üç mertebedir. Biri avamın imanı ki “esfele se’filin”dir. Bundan aşağı iman olmaz. Fakat bu iman olmadan da diğer mertebe imana erişelemez. Bundan aşağı iman yoktur demenin manası, bu iman ile cehenneme gidilebilir demektir. Resulü Ekrem s.a.v. Efendimiz “Kalbinde zerre kadar iman bulunan cehennemden çıkarılır” buyurmuşlardır.
Avamın imanı dil ile söylemek ve kalp ile tasdik etmektir. Server-i kâinat Muhammed Mustafa s.a.v. Efendimiz: “İman; Allahu Teâlâ’ya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra tekrar dirileceğine, cennete ve cehenneme, hayır ve şerrin Allah’ın takdiri ile olduğuna dil ile ikrar eylemen ve gönül ile inanmandır” buyurmuşlardır.
Bu mertebe avamın imanıdır. Bunu inkar eden kafirdir demektir.
Bir üst mertebe ise “İman-ı Has”dır. Has’ların imanı ise avamın imanını bildikten sonra “Allah beni görüyor” bilinci ile hareket eden topluluktur. Yani hem amelleri bakımından, hem niyetleri bakımından, hem yaşayışları bakımından, hem de Allah ile aralarında ahde sadık olmaları bakımından “Allah beni görüyor” düsturu ile hareket ederler. Her daim “Allah beni görüyor” diyerek iş yaparlar. Buna “İman-ı İhsan” yada “Havassın imanı” da denilir. Peygamberimiz Muhammed Mustafa s.a.v. Efendimize sorulduğunda: “En büyük ihsan, Allahu Teâlâ’yı görür gibi ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen bile O seni görür” buyurmuşlardır.
İman-ı ihsan üzere olanlar, Allah’ın ululuğunu o kadar fikir ederler ki gönüllerinde Allah’tan başka hiçbir şey olmaz. O’nu zikir etmekten başka sefaları olmaz. oturmaları, kalkmaları, yürümeleri, edep ve hudû içinde olur. İmanları yakin olur.
Bu merteben daha yukarıda bir mertebe daha vardır. Bu mertebeye de “Hassül Has” derler. Bu taifenin imanı, ihlası ve ameli öyle bir mertebeye varmıştır ki, basiret gözleri açılmıştır. Allah’tan başka hiçbir şeye muhabbet etmezler. Hak Teâlâ onların ruhuna bir sıfatıyla tecelli eder. Onlarda basiret gözleri ile görürler. O tecelliyi bilirler.
Kaynaklar: Müzekkin-Nüfus (Eşrefoğlu Rûmi k.s.)