KALPLERİN KEŞFİ - Nefsi yenmek ve şeytanı düşman bilmek

KALPLERİN KEŞFİ - Nefsi yenmek ve şeytanı düşman bilmek

Akıllı olan mümin kişinin yapması gereken, nefsinin arzularını açlıkla bastırmak ve onlardan kultulmaktır. Çünkü açlık Allah düşmanına karşı zafer kazanmanın vasıtasıdır. Şeytanın silahları nedir? Bunlar nefsin arzuları, yemek ve içmektir. Rasulûllah s.a.v. şöyle buyurmuştur: "Şeytan, insanın karnının dolaştığı yerlerde dolaşır. Sizler açlıkla onun yolunu tıkayın! (Buhari 2038)"

Kıyamet günü Allah Teâlâ'ya en yakın olanlar en fazla aç ve susuz kalanlardır. Adem oğulları için en büyük tehlike mideyi fazla doldurmak ve yeme-içme hırsıdır. Adem a.s. ve Havva validemiz bu yüzden nimetlerin sınırsız olduğu cennetten çıkarıldı. Zillet ve ihtiyacın bâki olduğu dünyaya gönderildi. Çünkü, Allah Teâlâ onları bir ağacın meyvesını yemekten men etmişti. Fakat nefislerinin arzularına uyarak yasak meyveden yediler ve çırılçoplak kaldılar. Gerçekten mide bütün kötü arzuların kaynağıdır. Nefsi azgınlaştırandır.

Allah Teâlâ canlıları üç sınıf olarak yaratmıştır.

Melekler: Onlara yanlız akıl vermiş fakat nefsin arzularını vermemiştir.

Hayvanlar: Onlara yanlız nefsin arzularını vermiş fakat akıl vermemiştir.

İnsanlar: İnsanlara hem aklı hem de nefsin arzularını birlikte vermiştir.

Bu nedenle insanlar; nefsin arzuları akla galip gelenler hayvanlardan aşağadır. Aklı nefsin azularına galip olanlar ise meleklerden daha hayırlıdır.
İ
brahim el-Havvas anlatır:
Lükâm dağında bulunuyordum. Bir nar ağacı gördüm. Canım nar çekti. Bir nar kopardım ikiye böldüm ve yedim. Baktım henüz olgunlaşmamıştı. Narı bıraktım ve yoluma devam ettim. biraz ileride, başına iri eşek arıları toplanmış olan yere uzanmiş bir adam gördüm. Kendisine "Esselamu eleyküm!" dedim. "Ve aleyküm selam ey İbrahim!" diye karşılık verdi. "Beni nereden tanıyorsun" dedim. Bana "Allah'ı tanıyana hiçbir şey gizlikalmaz" dedi. Ona dedim ki: "Sen Allah'a yakın birine benziyorsun, eşek arılarından kurtulmak için hiç Allah'a yalvarmadın mı?"  Şöyle dedi: "Bende seni Allah'a yakın biri olarak görüyorum! Acaba sen nar yeme hırsından kurtulmak için Allah'a hiç yalvarmadın mı? Çünkü nefsin arzusuyla nar yiyen acısını ahirette çeker. Fakat eşek arılarının verdiği acı bu dünyada kalır. Arılar bedene zarar verir oysa nefsin arzuları kalbe zarar verir!". Bu söz üzerine adamı orada bırakarak yürüyüp gittim. 

Rasûlullah s.a.v. Efendimiz demiştir ki: "Cihadın en faziletlisi nefsi terbiye etmek için yapılan cihaddır. (Es-Suyuti, el-Cami'u's-Sağir 1247)".

Sahabe-i Kiram r.a. kafilelerle savaşmaktan döndüklerinde "Küçük cihaddan büyük cihada döndük!" derlerdi. Onlar nefis, hevave şeytan ile yapılan cihadı büyük görürlerdi. Çünkü bu cihad kesintisiz yapılmak zorundaydı. Oysa kafirle cihad zaman zaman yeri geldikçe yapılıyordu. 

Biri görünen düşman diğeri ise görünmeyen düşman idi. Görünmez düşman ile savaşmak zordur. Görünen düşman ile savaşmak kolaydır. Çünkü saldırıyı görmekteyiz.

Kafire karşıyapılan cihadda galip olunursa ganimet elde edilir. Mağlup olunursa şehit olup cennete gidersin. Oysa neis ve şeytana karşı yapılan cihad da mağlup olunursa iman elden gider ve cehenneme müstefak olur, Allah'ın gazabına uğraarsın. Galip olursan imanın artar ve Allah'ın ihsanına kavuşursun.

İmansız kalmaktan Allah'a sığınır, yine nefsimize ve şeytana uymaktan Allah'a sığınırız. Amin  


Vera Muhabbet Dergisi Logo